Onur, Samuray Felsefesi, Gerçek Ustalık (Japonya)

Kısa – Kısa (4-6 dakika) – Yaklaşık 250 kelime

Japonya’nın en efsanevi kılıç ustalarından biri olan Tsukahara Bokuden, bir gün Biwa Gölü’nü geçen bir feribottaydı. Feribotta, kılıç ustalığıyla övünen, kaba ve kibirli bir samuray daha vardı. Bu samuray, kendi okulunun en iyisi olduğunu iddia ediyor ve diğer yolculara meydan okuyordu. Bokuden, bir köşede sessizce dinleniyor, adamla hiç ilgilenmiyordu. Kibirli samuray, Bokuden’in bu sakinliğine sinir oldu ve ona meydan okudu: “Hey sen! Sen de bir kılıç taşıyorsun. Hangi okula mensupsun?” Bokuden sakince cevap verdi: “Benim okulum, kazanmak için kılıç kullanmamayı öğretir.” Samuray kahkahalarla güldü. “Kılıçsız zafer mi? Saçmalık! O zaman benimle kılıçsız dövüş!” Bokuden, “Elbette,” dedi. “Ama burada dövüşürsek masum yolculara zarar verebiliriz. Kaptan, bizi şu yakındaki ıssız adaya bırakabilir misin? Orada işimizi hallederiz.” Kaptan kabul etti ve feribotu küçük adaya yanaştırdı. Kibirli samuray, dövüşe hazır bir şekilde kılıcını çekerek adaya atladı. O atlar atlamaz, Bokuden elindeki uzun küreğiyle feribotu hızla ittirerek adadan uzaklaştırdı. Adada tek başına kalan samuray öfkeyle bağırdı: “Korkak! Geri dön ve dövüş!” Bokuden, feribot gölün sularında ilerlerken sakince cevap verdi: “İşte bu benim ‘Kılıçsız Okulumun’ tekniğidir. Gerçek zafer, hiç başlamamış bir dövüştür.”