Hancı Kılıç Ustası
Hancı Kılıç Ustası
Alçakgönüllülük, Gizli Ustalık, Önyargı (Japonya)
Kısa – Kısa (4-6 dakika) – Yaklaşık 330 kelime
Savaş alanlarındaki cesaretiyle ün salmış, kibirli bir samuray, bir yolculuk sırasında dağların arasında küçük, mütevazı bir handa konaklamaya karar verdi. Hanın sahibi, sürekli gülümseyen, sakin ve sıradan görünümlü bir adamdı. Samuray, bu basit adama ve salaş hana tepeden baktı. Gece yarısı, samurayın eski düşmanları hana bir baskın düzenledi. Samuray, kılıcını çektiği gibi dövüşmeye başladı. Usta bir savaşçıydı ama saldırganlar sayıca çok üstündü. Kısa sürede köşeye sıkıştı ve yaralandı. Tam son darbeyi alacakken, bir gölge yanından yıldırım gibi geçti. Göz açıp kapayıncaya kadar, elinde sadece bir odun parçası tutan hancı, kalan üç suikastçıyı da etkisiz hale getirmişti. Hareketleri o kadar hızlı, o kadar keskin ve o kadar kusursuzdu ki, samuray hayatında böyle bir ustalık görmemişti. Saldırganlar yerde yatarken, hancı elindeki odun parçasını ateşe attı ve sanki hiçbir şey olmamış gibi samurayın yaralarını sarmaya başladı. Samuray şok içinde, “Sen… sen kimsin?” diye kekeledi. Hancı gülümsedi. “Ben sadece yorgun yolculara sıcak bir yatak ve bir kap çorba sunan bir hancıyım.” Samuray ısrar etti, “Ama o hareketler… Bu imkansız. Sen ülkenin en büyük kılıç ustalarından biri olmalısın.” Hancı içini çekti. “Bir zamanlar o yolda yürüdüğüm doğru,” dedi. “Ama anladım ki, bir kılıcı en iyi kullanma sanatı, onu hiç kullanmak zorunda kalmamaktır. Gerçek ustalık, hizmet etmekte ve barış içinde yaşamaktadır.” O günden sonra kibirli samuray, gerçek gücün gösterişte değil, alçakgönüllülükte ve sessiz bir bilgelikte yattığını anladı.